Gece kara salyasını akıtan köpek gibi yaklaşıyor
Tedirginim, burulmuş ıslak çamaşırlar gibiyim içimde
Dökülen saçlarım, babamın silüeti
Eğreti, fotoğraflardan topladığım eller
Suratımda iki ayrı yumruktur gerinen
Ve hiçbir söyleyişe yakışmıyor
Sallanan bir çekmece gibi
Yerine oturmayan çenem
Beni alıp camlara vursanız, belki
Yağmurdan saysanız hem
Bu yarım yaşayışla kapladığım
Yarım boşluktaki hilkat, gövdem
Henüz uyumadan gördüğüm kâbus
İçimde akıp durmakla kendini demleyen kan
Bir kuvvetin hatırasıdır şimdi kolum
Bir zamanlar taşıdığı yüklerden sarkan
Ne çok yer edindim bakışlarda
İçimden tren gibi geçen yıllar
Bozuk raylarda sendeleyen
Kanedyen, asansörler ve toplu taşıma
Bir ayağım öbürüne diri bir
Dinelme borçludur
Ve sorulur her misafirlikte Neden bana yer yok koltuklarda
Yasım
Ninnilerle dinmedi
Ama başka türlü de geçmedi Bu kasılmalarım
Yine de
Ben hiç görmedim
Hayatına dolanan şarkıyı bitirerek
Öldüğünü bir insanın.
Leave a Reply