Muhammet Durmuş

1992 Trabzon doğumlu. Trabzon’da yaşıyor. Beşikdüzü Anadolu Öğretmen Lisesinin ardından İTÜ, MSGSÜ ve KTÜ’ye devam etti. Sosyoloji mezunu.

793 1410 Muhammet Durmuş

ABLUKA

Yanardağ bir kadını gebe bırakırsa Gökyüzü gümbürdeyerek inerse Yahut dünyanın derisi yüzülüp asılırsa göğe Raydan çıkan tren gibi sarsılıyorsa gövdem  Şehvetten düğümlendiyse gece Ensemde soluyorsa kuduz gün doğumu Her yeri saran et kokusu bunun ispatıysa  Bin parçaya ayrılıp sürdüysem izini Karşısına çıkanı yırtıp attıysa çatal bakışım Yüzüm makas değiştiyse  Ve göğüslerin kabarmış birer iniltiyse Seni…

900 1600 Muhammet Durmuş

İRTİFA KAYBI

-Resimdeki çiçekleri kim sulayacak? -Bakış!  Bir gözüm cesetleri sorgulardı Üzerinde ölümün marka izi Diğerinde çift taraflı bıçağıyla temkinli sevinç Tomruklar arasında dolaşmaktan Biçimsiz bir başkaldırı gibi görürdüm ağaçları  Yolların boş kaldığı saatlerde Kulaklarıma dolardı deniz Kopmaz sandığım iplerde kalan Ellerimi toplamak ne zor Ve eski bir alışkanlığa yeniden başlamak  Sana gençlik yıllarımdan yapılma çizmeler getirdim…

900 1600 Muhammet Durmuş

GENÇLİĞİN SON YAZI

Yaşamak çağlaydı seni gördüğümde Gergin ve yeşildi yanaklarım  Parmaklarım, sana doğru sürünen sarmaşıklar Durmadan vurulan bendim, neşter elinde diye  Kısırdı toprak, tohumlarımı ektiğimde Güz bahçesinde bir sandalyeyle bekleştim  Kendi mevsimine alınmayan çiçek açardı yine de Sular çekilince görülen gemide kürek çekenler vardı  Kimse anlamadı neden geldim, ateşe verildiğim kıyıya Güldüğüm bütün yüzler hinlik aradı bende 

885 1573 Muhammet Durmuş

CEBRAİL’İN UYKUSU

I  Pek uzun süren ve hitama eremeyen arzuna kırk gün ağla Kırk gün sonra artık onu arzu etmeyeceksin. Gördüklerin gözlerinden ve duydukların kulaklarından Sinirlerini kanırtarak geri çekildi Artık hiçbir şey ümit etmeyeceksin. Rab seni beklemekten yarattı Ve sen Onu içinde bekletilmekten yarattın Artık beklemeyeceksin  Ruhuna işlediğin her nakış kendini ikna içindi Şimdi ilmek ilmek sökmekle…

900 1600 Muhammet Durmuş

BÜYÜK TAARRUZ

Merhemini bulmuş gibi atılıp Çeşmelerin kuru göğüslerinden dönen Her seferinde dönen Bedenim bacaklarına ağır Arayış yüklü gemi Okyanustan bir gezegende Geceleri düş, sabahları alka seltzer. Ümidine secde edip yolculuğu ıskalamış Üzerinde durduğu suyu ıskalamış Ey Türk evveliyatının torunu Ey Türk istikbalinin atası Olup bitenle verilen “neden” adlı bir savaş vardır  Harflerini bereketli tohumlar gibi Dört…

902 1600 Muhammet Durmuş

BAŞKA DALDA VURULMAK

Arastadan geçerdik, kabul edilmiş dualardan Gülümseyen çocuğun üvey sevinci Kolayca seçilirdi kalabalık salkımında Pikapta unutulan şarkılar çalardı Gölgemizi çekiştirirken güneş  Toprağın üstünde uyumak ne güzeldir Gönlünden geçeni birden söylemek Tezgahına gelmeden yaşamak hiç kimsenin Oysa açık yaralarla dalıyorum denize Bir yonga gibi koparak dünyadan Kalemim şiirle övünmüyor çünkü Çağırmıyor beni soluğumla eren çağla Çözülüyor iskeleden…